İstanbul’da üniversitede okuyan iki ev arkadaşı, Emrah ve Salih’in hayatı, Salih’in Havas ilmine duyduğu derin merakla kökten değişir. Salih, cinler âleminin korkunç varlıklarını kendi iradesi altında kullanarak isteklerini gerçekleştirmeye çalışırken, Emrah hiçbir şeyin farkında olmadan bu karanlık döngünün içine çekilir. Emrah’ın hayatı kabuslarla dolmaya başlar; geceleri giderek şiddetlenen kâbuslar ve ardı arkası kesilmeyen ürkütücü olaylar zinciriyle huzurunu yitirir.
Salih, öteki âlemin kapılarını aralamış ve işler kontrolden çıkmıştır. İçinden çıkmaya çalıştıkça daha derin bir karanlığa saplanırlar. Dayanamaz hale gelen Emrah, okulunu bırakıp ailesinin yanına, İzmit’e döner. Ancak ailesi de karşılaştıkları durumun ne kadar karanlık ve tehlikeli olduğunu anlayamaz.
Son çare olarak başvurdukları Bakırcı Mehmet, bu tür karanlık işlerde ilim sahibi, deneyimli bir ustadır. Bakırcı Mehmet, Emrah ve Salih’i içine düştükleri bu karanlık ve tehlikeli dünyadan kurtarmak için elinden geleni yapar. Fakat karşılarında, kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar kudretli bir varlık vardır: Hak katından kovulmuş Şeytan-ı Racim, yani İblis.
Başta sadece bir oyun gibi görünen cin çağırma seansı, Emrah ve Salih’in hayatlarını kâbus dolu bir cehenneme çevirecek korkunç bir kabus haline gelir. İblis’in intikam ateşi onları içine çekerken, kurtuluşları için verecekleri mücadele artık sadece zamanla yarıştıkları bir sınavdır.