Genç bir kadın olan Lara, sıradan bir günün akşamında dairesinin kapısında gizemli bir hediye paketi bulur. Paketin üzerinde ne bir not, ne de gönderenin adı vardır. Merakla açtığında karşısına eski görünümlü, el yapımı bir voodoo bebeği çıkar. İlk başta masum bir şaka ya da yanlış adrese teslim edilen bir eşya olduğunu düşünen Lara, kısa süre sonra hayatının hiç tahmin edemeyeceği kadar korkunç bir kabusa dönüştüğünü fark eder.
Bebek, gecenin ilerleyen saatlerinde kendi kendine hareket etmeye, evde garip sesler çıkarmaya ve Lara’nın zihnini manipüle etmeye başlar. Onunla temas kuran herkes, birer birer lanetin etkisine girer. Rüyalar, uyanıkken görülen halüsinasyonlar kadar gerçek hâle gelirken, bebek adeta ruhlarla bağlantı kuran bir geçit işlevi görmeye başlar.
Lara’nın etrafındaki insanlar tuhaf kazalarla hayatlarını kaybederken, olayların sıradan bir lanetten ibaret olmadığı anlaşılır. Bebek, geçmişte işlenmiş karanlık bir büyünün, yarım kalmış bir intikamın ve yüzleşilmemiş günahların taşıyıcısıdır. Bu sadece bir oyuncak değil; yaşayan, nefretle beslenen bir varlıktır.
Lara çaresizce bu lanetten kurtulmanın yollarını ararken, hem geçmişiyle hem de doğaüstü güçlerle mücadele etmek zorunda kalır. Ancak işler artık o kadar ilerlemiştir ki, bu oyunun kazananı değil; sadece hayatta kalabileni olacaktır.
“Katil Bebek Geri Döndü”, klasik oyuncak-bebek korkusuna yepyeni bir boyut kazandırıyor. Voodoo inancı, eski ritüeller, tüyler ürpertici atmosfer ve psikolojik gerilimle bezenmiş bu film, izleyicisini ilk dakikadan itibaren diken üstünde tutuyor. Her gölgede bir hareket, her sessizlikte bir fısıltı olabilir… çünkü bazen en tehlikeli varlık, en küçük olandır.