Tür: Fantastik, Aksiyon, Macera
Yönetmen: Breck Eisner
Oyuncular: Vin Diesel, Rose Leslie, Elijah Wood, Michael Caine

Konu:

Yüzyıllar öncesinde, insanlık ile doğaüstü varlıklar arasında süregelen gizli bir savaşta, güçlü bir cadı kraliçesi dünyaya karanlığı ve ölümü getirmeye çalışır. Ancak bu kadim tehdit, cesur bir savaşçı olan Kaulder (Vin Diesel) tarafından durdurulur. Kaulder, cadı kraliçeyi öldürmeyi başarır; fakat lanetlenir: Artık ölümsüzdür. Bu lanet, ona zamana karşı bir bağışıklık kazandırır, ancak sevdiklerinin ölümüne tanıklık edeceği bir yalnızlık da getirir.

Günümüz New York’unda yaşayan Kaulder, yüzyıllardır cadılarla insanlık arasındaki kırılgan barışı sağlamak için çalışan gizli bir örgütün hizmetindedir. Cadılar artık toplu katliamlar yerine gizlenmeyi, büyüyle varlıklarını sürdürmeyi tercih etmektedir. Ancak Kaulder, onların içinden çıkan karanlık niyetli bireyleri avlamaya devam eder.

Yaşadığı çağın teknolojisine ve yöntemlerine ayak uydurmuş olsa da Kaulder’in geçmişi, her zaman gölgesi gibi onunla birlikte hareket eder. Bilge bir ruhani olan 36. Dolan’ın (Michael Caine) beklenmedik ölümüyle sarsılan Kaulder, yardımcısı olarak atanan genç ve idealist 37. Dolan (Elijah Wood) ile birlikte gizemli bir cinayet zincirini çözmeye başlar.

Bu süreçte, cadı kraliçenin aslında tamamen yok olmadığını ve onun dirilişinin planlandığını keşfederler. Cadı kraliçe geri dönerse, dünya üzerinde yaşayan herkes için sonun başlangıcı olacaktır. Kaulder, hem geçmişiyle hem de ölümsüzlüğünün taşıdığı yükle hesaplaşmak zorundadır.

Cadı barları, büyüyle korunan mekanlar, ritüel odaları ve doğaüstü tuzaklarla dolu bir şehirde Kaulder, benzersiz güçlere sahip bir başka cadı olan Chloe (Rose Leslie) ile iş birliği yapmak zorunda kalır. Chloe, rüyaları görebilen bir “hayal yürüyücüdür” ve Kaulder’in karanlık anılarına ulaşarak savaşın çözümüne anahtar olabilir.

Ancak cadılar arasındaki kadim ittifaklar çözüldükçe, kim dost kim düşman belirsizleşir. Kaulder, yalnızca fiziksel gücüyle değil, yüzyılların birikimi olan bilgeliği, sezgileri ve acılarıyla da savaşmak zorundadır.

The Last Witch Hunter, klasik fantastik unsurları modern şehir atmosferiyle birleştirirken, yalnızlık, kefaret, kaderle yüzleşme gibi temalar üzerinde derinleşen, karanlık ve görsel olarak zengin bir macera sunar. Kaulder’in ölümsüzlüğü, onu tanrısal kılmaz; tam tersine, daha çok bir lanetin içinde sıkışıp kalmış bir ruh haline getirir. Film, onun hem dış dünyadaki düşmanlara hem de kendi içindeki hayaletlere karşı verdiği çok katmanlı mücadeleyi anlatır.