Zihniyle değil kalbiyle hareket eden, her şeyi bildiğini iddia eden ama aşk karşısında sürekli afallayan Sabit Kanca, bu kez kirayı değil kalpleri ödemeye çalışıyor. Ev sahibi Rıfat Amca’nın gönlünü kaptırdığı Rencide Posuk’la evlenme hayalleri, Rencide’nin net bir “hayır” demesiyle suya düşer. Ancak Sabit, hem ev sahibine olan kira borcunu hem de vicdani sorumluluğunu düşünerek aşk işlerine el atmaya karar verir.
Tam her şey kontrol altına girecek derken, sahneye Zeliş’e saplantılı bir şekilde âşık olan Turabi girer ve Rencide’yi kaçırır. Artık mesele yalnızca gönül değil, düpedüz bir kurtarma operasyonudur. Karmaşık ilişkiler, kaçırmalar, yanlış anlaşılmalar ve bolca Sabit usulü çözüm girişimi, ortalığı birbirine katarken Sabit Kanca, aşkın gerçekten ne demek olduğunu anlamaya bir adım daha yaklaşır.
Hem kahkaha hem de absürt romantizmin iç içe geçtiği bu hikâye, Sabit’in “her şeyi bilen adam” imajına rağmen kalbini susturamayan biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.