Eski denizci Yakup Dede, şeker hastalığına rağmen yemek yemeye olan düşkünlüğünden vazgeçmeyen inatçı bir ihtiyardır. Torunu Cavidan ile birlikte yaşamaktadır. Cavidan, dedesinin sağlığı için elinden geleni yaparken; Yakup Dede’nin diğer iki kızı Çiçek ve Irmak’ın paragöz eşleri, Şefik ve Serkan, dede üzerinden kolay para kazanmanın peşindedir.
Dededen artık para alamayacaklarını anlayan damatlar, korkunç bir plana girişir: Yakup Dede’ye zehirli dürüm yedirmek. Planları işe yarar ve ölüm haberini alınca mirasın hayalini kurmaya başlarlar. Ancak Yakup Dede’nin vasiyeti işleri karıştırır: Bahçeye gömülmek istemiştir!
Evin satılması mümkün olmayınca, damatlar planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalır. Bu sırada Cavidan ve sevgilisi Kaya, şüpheli hareketleri fark eder ve evin dört bir yanına gizli kameralar yerleştirir. Gerçeklerin ortaya çıkması uzun sürmez…
Mizahi öğelerle bezeli bu kara komedi, açgözlülüğün aile bağlarını nasıl test ettiğini, sevgi ve adaletin ise her zaman bir yol bulduğunu eğlenceli bir dille anlatıyor.